Esra Gün: Yazmaya dört yıl önce başladım bir Facebook sayfasında. Yazmaya başladığım zamanlarda yoğun şekilde bir Kore Fanlığı vardı. Ben de bir fandım. Tesadüfen denk geldiğim sayfada bir sürü kişi fan hikâyeleri yazıyorlardı. İlk bir ay gibi okuyucu olarak takip etmiştim sayfayı. Sonrasında sayfayı yöneten admin -çok sevdiğim değerli bir ablam olur kendisi- yaptığı bir paylaşımla beni yazma dünyasıyla buluşturdu. İşte o gün, bu gündür kalemi elimden hiç bırakmadan yazıyorum. :))
Müjde Aklanoğlu: Tuana bence erken indirdi yelkenleri suya. İlker Beyefendinin burnunu sürtüp öyle devam etmeliydi hayatına... Hemen dilek balonu uçurdu tıpkı kalbi gibi yeşil ışıklar eşliğinde... Benim merak ettiğim gelecek Kitapta İlker ve Tuana bizi evli olarak mı karşılayacak yoksa çalışan işçi mesafeden mi?
Esra Gün: Evet, benim için de erken indirdi. Ama karşısında yaralı ve sevgiye muhtaç bir erkek değil, küçük bir oğlan çocuğu gördüğü içindi belki de sevmeyi çabucak kabullenmesi. Evli olacaklar mı? Bu sorunun cevabı biraz muamma gibi. İlker gibi bir adam olunca evlilik düşündürücü bir karar oluyor. :))
Esra Yıldız: Bir soru daha sorayım o zaman. İlham perileriniz nasıl geliyor? Kimi müzik dinliyor, kimi doğada yazıyor, kimi huzurluyken kimi de deşarj olmak için. Peki siz nasıl yazıyorsunuz. İlham havuzunuz nasıl birikiyor :D :D
Esra Gün: Sanırım ruh halimize bağlı. Dram sahnesi yazarken kesinlikle ilhama ihtiyaç duymuyorum. Arkadan hafif bir müzik yükseldiği vakit kendimi kaybediyorum. Ama 2. kitap için bir ilham var mı? Kesinlikle yok. Bu aralar terk edildim ;))
Esra Yıldız: Esra Hanım Çat Kapı sizce okurlara ne katabilir? :))
Son zamanlarda basılan kitaplardan farkı nedir ben şahsen bunu çok merak ediyorum :)) :DD
Esra Gün: İyi olanı herkes kolayca sevebilir, asıl mühim olan kötüyü sevebilmek. Erkek karakterim öyle kötü değil ama kalbi birazcık gaddar ve acımasızdı. Çat Kapı okuyucuya ne kattı? Aslında bunu ben de merak etmiyor değilim. Sanırım buna cevabı en iyi okuyucu verebilir. Nedeni ise benim vereceğim cevap belki de yanlış olur. :))
Esra Gün: İyi olanı herkes kolayca sevebilir, asıl mühim olan kötüyü sevebilmek. Erkek karakterim öyle kötü değil ama kalbi birazcık gaddar ve acımasızdı. Çat Kapı okuyucuya ne kattı? Aslında bunu ben de merak etmiyor değilim. Sanırım buna cevabı en iyi okuyucu verebilir. Nedeni ise benim vereceğim cevap belki de yanlış olur. :))
Rissa Pole: Çat Kapı'nın isim seçimini nasıl yaptınız ve bu konuda önerileriniz var mıdır? :))
Esra Gün: Çat Kapı'yı kaleme almadan iki yıl önce kurgusunu düşünürken ilk başta isim olarak "Şeytan Tüyü" diye devam etmiştim. Ama sonra bu ismin kurguya hiçte uymadığını gördüm. Benim hikâyem fazlasıyla masumdu :))
Sonra bir ablayla isim arayışına girdiğimizde bu ismi bulduk ve kurguya en yakın ve ona yakışan tek isim diye "Çat Kapı" da karar kıldık.
Önerim; kitap ismi kurguyu gerçek anlamda çağrıştıran ve ona yakışan bir isim olmalı.
Rissa Pole: Yanıtınız için çok teşekkürler.
Esra Gün: Rica ederim. :))
Arzu Parlakçakıl: Merhaba Esra Gün hanımcım. Çat kapı 2 ne zaman çıkıyor? :)))
Esra Gün: Henüz net bir tarih yok maalesef. Özel hayatımla ilgili yoğun bir zaman yaşadım. Ve bu aralar ilham perileri tarafından fazlasıyla terk edildim. :))
Arzu Parlakçakıl: Hayırlısı diyelim o halde :))
Esra Gün: ♡♡
Fatma Demir: Esra Gün merhaba kuzum. 2. kitabı sabırsızlıkla bekliyorum biliyorsun. Ama Çat Kapı dışında önünde hazır bekleyen projelerini merak ediyorum.Yazmaya başlarken yaptığın totemin var mı mesela ;))
Önerim; kitap ismi kurguyu gerçek anlamda çağrıştıran ve ona yakışan bir isim olmalı.
Rissa Pole: Yanıtınız için çok teşekkürler.
Esra Gün: Rica ederim. :))
Arzu Parlakçakıl: Merhaba Esra Gün hanımcım. Çat kapı 2 ne zaman çıkıyor? :)))
Esra Gün: Henüz net bir tarih yok maalesef. Özel hayatımla ilgili yoğun bir zaman yaşadım. Ve bu aralar ilham perileri tarafından fazlasıyla terk edildim. :))
Arzu Parlakçakıl: Hayırlısı diyelim o halde :))
Esra Gün: ♡♡
Fatma Demir: Esra Gün merhaba kuzum. 2. kitabı sabırsızlıkla bekliyorum biliyorsun. Ama Çat Kapı dışında önünde hazır bekleyen projelerini merak ediyorum.Yazmaya başlarken yaptığın totemin var mı mesela ;))
En çok hangi ruh halindeyken kendini daha verimli hissediyorsun? :D
Esra Gün: Çat Kapı dışındaki projelerimle çok iyi bir çıkış yapacağıma inanıyorum. Çünkü inancım benim en büyük başarım. ;))
Sanırım üzgün olduğum da daha iyi sonuçlar elde ediyorum. Neden mi? Çünkü ruh halim iyi olmadığında bana en iyi gelecek şeyin yazmak olduğuna inanıyorum. :)
Fatma Demir: Teşekkürler kuzum.Sanırım söyleşinin sonuna yetiştim. :D
Merve Akyüz: Merhaba. Yazarımıza sorum, muhteşem ötesi kurgularını nasıl oluşturduğu konusunda. Nelerden esinleniyor, zorlandığı oluyor mu?
Esra Gün: Bazen izlediğim bir filmden, okuduğum kitaptan, ya da haber programında gördüğüm bir haber esinlenmeme fazlasıyla yardımcı oluyor. Çoğu zaman kendi hayatım olmak üzere, tanıdığım ve yaşadıklarına şahit olduğum insanların hikâyeleri bile bana yetiyor.
Çoğu zaman evet, yazarken zorlanıyorum.
Merve Akyüz: Teşekkürler. İlham perilerin daimi olsun sevgili yazarım.
Emre Gül: Ben yazarımıza; Tuana Kayıkçı'yı sormak istiyorum. :)) ÇAT KAPI sayfalarında tanıdığımız bu karakteri bir de annesinden dinlesek fena olmaz bence :D
Esra Gün: Tuana Kayıkçı seviyorum. :D
Onu düşüncemde kurgularken epey bir uğraştım. Romantik Komedi türünde hemen hemen her kadın karakter birbirine yakın olurlar. Ben değişiklik yaparak komik olduğu kadar da yaralı bir kadın karakter sunmak istedim okuyucuya.
Merve Şahin: Peki hayatında değişikler oldu mu?
Esra Gün: Kısa çaplı evet, oldu. Muhteşem insanları tanıdım. Ama özel hayatıma pek yansıtmadım kitap işini. Neydim, ne oldum demek yerine; neysem oyum demeyi seviyorum. :))
Büşra BZ: Kaçırdım ben söyleşiyi :(
Esra Gün: Olsun. Sorun varsa seve seve cevaplarım ben. smile ifade simgesi
Büşra BZ: Ayy çok sevindim. Ben henüz kitabınızı okuma şansına erişemedim. İnşallah en kısa zamanda okurum. Sorum aslıdda klasik olabilir.
1. Nasıl yazmaya karar verdiniz ya da sizi yazmaya ne itti?
2. Yazmaya başlayınca ailenizin tepkisi ne oldu?
3. Kitabınızı okumasam da İlker' i damat olarak alabilir miyim??
Esra Gün: İnşallah kısa sürede okuyabilirsiniz :))
Cevap 1: Nasıl yazmaya karar verdim?
Dört yıl önce bir Kore Fanının beni yazdığı fan hikâyesine etiketlemesiyle başladı her şey. Arkadaşın yazdığı hikâyeyi çok beğenmiştim. Sonra fan hikâyeleri yazan bir sayfayı keşfettim, orada bir kaç hikâye okuduktan sonra kendi zihnimde kurgular üretmeye başladım. Ama yazmaya hiç cesaretim yoktu. Nedeni ise, kimseyi tanımıyordum. Nasıl yazıldığına, nasıl paylaşıldığına dair en ufak fikrim yoktu. Sonra sayfanın admini bir paylaşım yaptı ben de mesaj attım. Aldığım cevap bu kurguyu sen yaz ben sana yardımcı olurum oldu. Allah razı olsun ki o abladan bana tanıdığı o küçücük şansla ben bugün buradayım. :)))
Esra Gün: Çat Kapı dışındaki projelerimle çok iyi bir çıkış yapacağıma inanıyorum. Çünkü inancım benim en büyük başarım. ;))
Sanırım üzgün olduğum da daha iyi sonuçlar elde ediyorum. Neden mi? Çünkü ruh halim iyi olmadığında bana en iyi gelecek şeyin yazmak olduğuna inanıyorum. :)
Fatma Demir: Teşekkürler kuzum.Sanırım söyleşinin sonuna yetiştim. :D
Merve Akyüz: Merhaba. Yazarımıza sorum, muhteşem ötesi kurgularını nasıl oluşturduğu konusunda. Nelerden esinleniyor, zorlandığı oluyor mu?
Esra Gün: Bazen izlediğim bir filmden, okuduğum kitaptan, ya da haber programında gördüğüm bir haber esinlenmeme fazlasıyla yardımcı oluyor. Çoğu zaman kendi hayatım olmak üzere, tanıdığım ve yaşadıklarına şahit olduğum insanların hikâyeleri bile bana yetiyor.
Çoğu zaman evet, yazarken zorlanıyorum.
Merve Akyüz: Teşekkürler. İlham perilerin daimi olsun sevgili yazarım.
Emre Gül: Ben yazarımıza; Tuana Kayıkçı'yı sormak istiyorum. :)) ÇAT KAPI sayfalarında tanıdığımız bu karakteri bir de annesinden dinlesek fena olmaz bence :D
Esra Gün: Tuana Kayıkçı seviyorum. :D
Onu düşüncemde kurgularken epey bir uğraştım. Romantik Komedi türünde hemen hemen her kadın karakter birbirine yakın olurlar. Ben değişiklik yaparak komik olduğu kadar da yaralı bir kadın karakter sunmak istedim okuyucuya.
Merve Şahin: Peki hayatında değişikler oldu mu?
Esra Gün: Kısa çaplı evet, oldu. Muhteşem insanları tanıdım. Ama özel hayatıma pek yansıtmadım kitap işini. Neydim, ne oldum demek yerine; neysem oyum demeyi seviyorum. :))
Büşra BZ: Kaçırdım ben söyleşiyi :(
Esra Gün: Olsun. Sorun varsa seve seve cevaplarım ben. smile ifade simgesi
Büşra BZ: Ayy çok sevindim. Ben henüz kitabınızı okuma şansına erişemedim. İnşallah en kısa zamanda okurum. Sorum aslıdda klasik olabilir.
1. Nasıl yazmaya karar verdiniz ya da sizi yazmaya ne itti?
2. Yazmaya başlayınca ailenizin tepkisi ne oldu?
3. Kitabınızı okumasam da İlker' i damat olarak alabilir miyim??
Esra Gün: İnşallah kısa sürede okuyabilirsiniz :))
Cevap 1: Nasıl yazmaya karar verdim?
Dört yıl önce bir Kore Fanının beni yazdığı fan hikâyesine etiketlemesiyle başladı her şey. Arkadaşın yazdığı hikâyeyi çok beğenmiştim. Sonra fan hikâyeleri yazan bir sayfayı keşfettim, orada bir kaç hikâye okuduktan sonra kendi zihnimde kurgular üretmeye başladım. Ama yazmaya hiç cesaretim yoktu. Nedeni ise, kimseyi tanımıyordum. Nasıl yazıldığına, nasıl paylaşıldığına dair en ufak fikrim yoktu. Sonra sayfanın admini bir paylaşım yaptı ben de mesaj attım. Aldığım cevap bu kurguyu sen yaz ben sana yardımcı olurum oldu. Allah razı olsun ki o abladan bana tanıdığı o küçücük şansla ben bugün buradayım. :)))
Önce fan hikâyeleri yazdım, sonra yazmak ben de tutkuya dönüştü ve beni fan hikâyelerinden ayırıp başka kurgular türetmeye itti. Ve ben dört yıl boyunca yazmayı hiç bırakmadım. :))
Cevap 2; Kitap teklifi alana kadar ailem sosyal medyada hikâye yazdığımı hiç bilmedi. Teklif gelince herkese kendimi ifşa ettim. Çok şükür hiçbiri karşı çıkmadı, hepsi de yanımda oldu. Onlar izin vermeseydi bugün burada sorunuza cevap veremiyor olabilirdim. :))
Cevap 3; Ahaha buna çok güldüm işte. Eğer oğlum seni kabul ederse ben de sizi gelinim olarak kabul edebilirim. Tabii Tuana 'dan İlker'i alabilirsen
Büşra BZ: Başarıların devamını dilerim abla... Ayrıca İlker' den vazgeçtim şimdi o Tuana' ya aşık, ayırmayım günahtır ama yeni bir hikayende karakterini kimseye kaptırmadan kaparım...
Esra Gün: Çok teşekkürler tatlım :))
Okey. Başka karakterler senin. :* :*
Büşra BZ: Anlaştık o zaman :D
Damla Damla: Bitti mi bitti mi bişey soracaktım?
Esra Gün: Siz sorun. Ben yanıtlayabilirim :))
Damla Damla: Aaa çok sevinirim teşekkürler. Ben kitabınızı uzun zamandır görüyordum ama elim bir türlü almaya gitmedi hep bişeyler çıktı alamadım. Kitabınızı almak isteyip karar veremeyenlere benim gibi kitabınızı nasıl tanımlarsınız da biz okuyucu olarak alalım?
Esra Gün: Immm... Biraz zorlayıcı ve düşündürücü bir soru oldu. :))
Kitabım için övgüler yağdırmam imkânsız. Böyle bir şey yapmak bana yakışmaz çünkü. Bu zamana kadar kimseye "Kitabımı al. Şöyle güzel, böyle güzel..." diye etkileşimde bulunmadım hiç. Okuyucularıma kendimi tanıtmak yerine onların beni tanıma isteklerine daha sıcak bakıyorum. Çünkü bana yakışan en güzel davranış biçimi bu. :))
Damla Damla: Şöyle soruyorum o zaman, kitabınızı 3 kelime ile anlatsanız ne dersiniz? Bu konuda da kesinlikle katılıyorum size, sosyal medyada artık yazarlar kendilerini öyle bir övüyorlar ki bunların içinde yazdığı herşeyi okurum dediğim yazar da var ve ben soğudum resmen, dört gözle beklediğim kitabını almayı bile düşünmüyorum :/
Esra Gün: Günaydın Damla Hanım. Çok özür dilerim, dün gece erken ayrıldım. :))
Sorunuza cevabım; Acıyı, umudu ve zamanla sahip olunan aşkı anlatan bir kitap.
İki yaralı yüreğin birbirine muhtaç olmasının hikâyesi.
Damla Damla: Günaydın Esra hanım estağfurullah sorun değil. Cevabınız için teşekkürler Haziran siparişime ekleyeceğim kitabınızı :))
Kitap Perileri ile Blog Turları: Esra Hanım bizce keyifli bir söyleşi oldu umarız siz de beğenmişsinizdir. Katıldığınız için çok teşekkürler :))
Esra Gün: Çok teşekkürler tatlım :))
Okey. Başka karakterler senin. :* :*
Büşra BZ: Anlaştık o zaman :D
Damla Damla: Bitti mi bitti mi bişey soracaktım?
Esra Gün: Siz sorun. Ben yanıtlayabilirim :))
Damla Damla: Aaa çok sevinirim teşekkürler. Ben kitabınızı uzun zamandır görüyordum ama elim bir türlü almaya gitmedi hep bişeyler çıktı alamadım. Kitabınızı almak isteyip karar veremeyenlere benim gibi kitabınızı nasıl tanımlarsınız da biz okuyucu olarak alalım?
Esra Gün: Immm... Biraz zorlayıcı ve düşündürücü bir soru oldu. :))
Kitabım için övgüler yağdırmam imkânsız. Böyle bir şey yapmak bana yakışmaz çünkü. Bu zamana kadar kimseye "Kitabımı al. Şöyle güzel, böyle güzel..." diye etkileşimde bulunmadım hiç. Okuyucularıma kendimi tanıtmak yerine onların beni tanıma isteklerine daha sıcak bakıyorum. Çünkü bana yakışan en güzel davranış biçimi bu. :))
Damla Damla: Şöyle soruyorum o zaman, kitabınızı 3 kelime ile anlatsanız ne dersiniz? Bu konuda da kesinlikle katılıyorum size, sosyal medyada artık yazarlar kendilerini öyle bir övüyorlar ki bunların içinde yazdığı herşeyi okurum dediğim yazar da var ve ben soğudum resmen, dört gözle beklediğim kitabını almayı bile düşünmüyorum :/
Esra Gün: Günaydın Damla Hanım. Çok özür dilerim, dün gece erken ayrıldım. :))
Sorunuza cevabım; Acıyı, umudu ve zamanla sahip olunan aşkı anlatan bir kitap.
İki yaralı yüreğin birbirine muhtaç olmasının hikâyesi.
Damla Damla: Günaydın Esra hanım estağfurullah sorun değil. Cevabınız için teşekkürler Haziran siparişime ekleyeceğim kitabınızı :))
Kitap Perileri ile Blog Turları: Esra Hanım bizce keyifli bir söyleşi oldu umarız siz de beğenmişsinizdir. Katıldığınız için çok teşekkürler :))
Esra Gün: Sizlere çok teşekkür ederim. Çok keyif aldım. :))
Biz de Esra Hanım'a bu söyleşimize katıldığından dolayı teşekkür ediyoruz :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder